Başbakan Erdoğan: Türkiye'nin AB'de İç Politika Malzemesi Yapılmasına Son Verilmeli

Başbakan Erdoğan: Türkiye'nin AB'de İç Politika Malzemesi Yapılmasına Son Verilmeli

Haber: Başbakan Erdoğan: Türkiye'nin AB'de İç Politika Malzemesi Yapılmasına Son Verilmeli
Resmi büyütmek için tıklayın



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa ve Almanya'nın Türkiye'yi Kullanarak Kendi Halkına Mesaj Verdiğini ve İkircikli Bir Politika İzlediğini Belirterek, "Türkiye'nin AB'de İç Politika Malzemesi Yapılmasını Kaygıyla İzliyoruz ve Buna Derhal Son Verilmesini İstiyoruz." Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa ve Almanya'nın Türkiye'yi kullanarak kendi halkına mesaj verdiğini ve ikircikli bir politika izlediğini belirterek, "Türkiye'nin AB'de iç politika malzemesi yapılmasını kaygıyla izliyoruz ve buna derhal son verilmesini istiyoruz." dedi.

Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanları Faruk Çelik ve Egemen Bağış'la birlikte Bursa ****** Kapalı Spor salonundan yapılan partisinin 3. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Burada partililere hitap eden Başbakan Erdoğan, Bursa'nın 29 Mart seçimlerinde bir kez daha AK Parti dediğini kaydetti. Bursa'ya gelerek aynı zamanda Bursalılara teşekkür ettiğini vurgulayan Erdoğan, Bursa'nın emanetine bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada sahip çıkacaklarını ifade etti.

Millete hizmette asla yorgunluk olmadığını kaydeden Erdoğan, "Biz her an kendimizi yeniliyoruz, heyecanımızı sürekli diri tutarak hizmet aşkıyla yolumuzda kararlılıkla devam ediyoruz. Sizin bu coşkunuz heyecanınız sayesinde bu ülke makus tarihini yenmeyi başardı. Sizin umut dolu yürekleriniz sayesinde bu ülke karamsarlığı aştı. Kör düğümü çözdü. Sizin çabalarının demokrasinin hukukun güvenin, kalkınmanın adaletin yolunu aydınlattı. Milletimizin ufkunu açan bir altın anahtar oldu. Nereden geldiğimizi, Türkiye'yi hangi şartlarda devraldığımızı ve 6,5 yılda ülkemizi nerelerden nereye getirdiğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız. AK Parti'nin Türkiye'nin meselelerine nasıl çözüm ürettiğini her zaman hatırımızda tutucağız." diye konuştu.

DEMOKRASİ TEHTİDLERİNE KARŞI BAŞIMIZI ÖNE EĞMEDİK"

AK Parti'nin Türkiye'ye kazandırdıklarını kapı kapı dolaşarak her bir ferde anlatmak gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Hafızayı beşer nisyan ile malüldür. İnsanoğlu unutur. Öyleyse sürekli anlatmamız gerekiyor. Hatırlatmamız gerekiyor. Türkiye'nin hangi şartlar içinde olduğu unutulmuş olabilir. Sadece 6,5 yıl değil, son 10 yılı unutulmuş olabilir. O dönemlerle bu günü kıyaslamak, Türkiye'nin hangi mesafelerin kat ettiğini, kendisine nasıl yeni yollar açtığını anlatmak zorundayız. Türkiye'nin yeni vizyonun, yeni imajını halkımıza anlatmak zorundayız. Abartmadan, eklemeden ne bir eksik, ne bir fazla olanı biteni milletimize paylaşmalıyız."

İktidara geldikleri günden bu yana hukuku ve demokrasiyi yegane kriter olarak belirlediklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Türkiye hukuk üzerinde demokrasi üzerinde büyüyecek, bu şekilde muasır medeniyetler seviyesine ulaşacak dedik. Hukuksuzluğu göz yumamayız dedik, yummadık. Demokrasiye karış tehditlerde başımızı öne eğmeyiz dedik ve hamdolsun eğmedik. Milletimizden aldığımızı yetkiyi yine milletimiz için kullanmaktan tereddüt etmedik. Cesaret eksikliği göstermedik. Elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu koyduk. Yıllardır yapılması gereken reformları yapmamız gerekiyordu yapıyoruz. Gerekli açılımları yapmamız gerekiyordu yapıyoruz. 2004 sonunda Avrupa müzakerelerine katılmaya karar aldırdık." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'NİN İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMASINA SON VERİLSİN"

Çarşamba, perşembe ve cuma günleri resim bir ziyaret için Polonya'ya gittiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, AB ile ilgili orada söylediklerine atıfta bulunarak, AB sürecinde yaşananları şöyle anlattı: "Biz Türkiye olarak Avrupa Birliği ne katılım sürecinde üzerimize düşeni hakkıyla yerine getiriyoruz. Türkiye'nin standartlarını yükseltmek, hayat şartlarını daha iyi yere çıkarmak için reformlarımızı sürdürüyoruz. Ancak bazı Avrupalı dostlarımız hala bizi anlamamakta direniyor. Türkiye üzerinden siyaset yaparak kendi halkına mesaj veremeye çalışıyor. Bu çirkin, bu dürüst bir politikacıya yakışır değil. Fransa, Avrupa Parlamentosu seçimleri için halkına Türkiye üzerinden mesaj vermeye çalışıyor. Almanya'da, 700 bin Türk var. Bunlara karşı yine Türkiye üzerinden mesaj veriyor. Bunlar çirkin. Dürüst davranışlar değil. O hareketleri bizimle birlikteyken ki hareketleri değil. Bize farklı, orada farklı. Bu ikircikli politikaları bir kere tutar, iki kere tutar ama devam etmez. Çünkü biz bu makamlarda kalıcı değiliz. Kimler geldi kimler geçti."

AB sürecini ciddiye alma ve daha sıkı müzakereler yapılması adına baş müzakereci atadıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Hala karşımıza yeni engeller çıkarmanın gayreti içine girmek dürüstlükle bağdaşmaz. Hiçbir dönem olmayan, yaşanmayan şeyleri, AB müktesebatında olmayan şeyleri şimdi önümüze koymaya başladılar. Dün bu yoktu, şimdi niye var. Güvenilirliğini yitiriyorlar. Tüm ülkeler böyle mi. Hayır değil, Polonya gerekli desteği verdi devam ediyor. İspanya, İngiltere, İtalya gibi birçok ülke böyle değil. Ama ne yazık ki böyle davrananlarda var. Ama olsun. Biz sabırlıyız. Biz bu yolun ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ama biz Ferhat gibi yürüyoruz. Dağları dele dele yürüyoruz. Bizim gösterdiğimiz samimiyeti AB tarafından özellikle bazı ülkelerde göremiyoruz. İnanıyorum ki bunu da göreceğiz. Bütün bu adımları atarken, Türkiye'nin AB'de iç politika malzemesi yapılmasını kaygıyla izliyoruz ve buna derhal son verilmesini istiyoruz."

AZERBAYCANLA ARAMIZI BOZMAYA ÇALIŞANLAR İYOT GİBİ AÇIĞA ÇIKTILAR

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'a yaptığı ziyarete de değinerek, iki kardeş ülkeyi birbirine düşürmek için bir takım çevrelerin büyük gayret sarf ettiğinin altını çizdi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye Azerbaycan arasını açmaya çalışanlar oldu. Yalan haberlerle. İçerde ve dışarıda oldu. Bunun üzerine Azerbaycan'dan birçok milletvekili beni arayarak 'ne olur Azerbaycan'a gelin. Burada yanlış haberler var. Bizi zorda godular. Nolur gelin" bizde 'Peki' dedik ve gittik. Oradaki gardaşlarımla görüştük. Ve Azarbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev gardaşımla uzun uzun görtüştük. İkili ilişkileri görüştük. Azerbaycan mili meclisinde parlamenterlere hitap ettim. Azerbaycan Türkiye ilişkilerinin tamamen kardeşlik esasına dayanıyor. Bunun tarifini yaptık. Son derece güçlü diplomatik ve siyasi ilişkilerimiz var. İkili ticaret hacmini nasıl daha da artıracağız bunları konuştuk. Azerbaycan'ın petrol dışı sektörlerine yatırımlarımız 3 milyar dolara ulaştı. En büyük yatırımcı konumuna yükseldik. Bizi birbirimize düşürmek isteyenler yalan haber üzerinden kardeşliğimizi gölgelemeye çalışanlar boşuna uğraşmasınlar. İçeriden de dışardanda buna gayret edenler var. Bunların samimiyeti ziyaretimizle bozuldu. İyot gibi açığa çıktılar, açıkta kaldılar. Adam hayatında Azerbaycan'ın yolun bilmiyor, bizim Azerbaycan'la karşı karşıya getirmeye çalıyor. Kaç kere Azerbaycan'a gittin. Kaç kere bu tür görüşmeler yaptın. Olacak iş değil."

Dış politikada düşman üretmek yerine dost kazanmak politikası geliştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi balkanlarda da aynı yolu izliyoruz. Oralarda ne gibi adımlar attığını, ne gibi dostluklar geliştirdiğini görürsünüz. Kosova'da, Makedonya'da hatta Yunanistan'da Bosna Hersek de görürsünüz. Çünkü biz Balkanları yalnız komadık. Oralarda çalışmalarımız hala sürdürüyoruz. Orada tarihimiz var. O tarihten kopmayız. Kopmayacağız. Bütün bunların yanında, şunu herkesin anlamasını istiyoruz. Türkiye'nin dış politikası belirlenen bir ülke eğil. Küresel politika üreten bir ülkedir. Gündemi belirlenen bir ülke değildir. Dünyada gündem belirleyen aktörler arasında yer almaktadır. Ne istismar siyaseti ne yalan haberlerden üretilen dış politikalar Türkiye'nin dış politikasında eğilmelere sebep olamaz. Milletimiz için faydalı olan neyse bunu yaparız. Bunu yaparken de barış, istikrar ve huzur ilkemizden taviz vermeyiz. Her zaman mazlumların yanında olduk. Olmaya devam edeceğiz. Her zaman haklının yanında olduk, hakkın yanında olmaya devam edeceğiz. BM'9nin güvenlik konseyinin geçici üyesi olarak dünya barışına katkı yapıyoruz. Medeniyetler ittifakı çalışmalarımız çığ gibi büyüyerek devam ediyor. Dünyanın her yerinde barış için görüşmelere devam ediyoruz. İşte Türkiye'nin bu yeni politikaların, imajını anlatmamız gerekiyor." açıklamasını yaptı.

KIBRISI SATINIZ DİYENLER, NEYİ SATTIK

Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda da kendilerini eleştirenlere sert çıktı.

Erdoğan, şunları kaydetti: "Kıbrıs konusunda çözümsüzlük derdiler. Adımlar attık, mesafeler attık. Kıbrıs'ı verdi dediler. Verilen ne var söyleyin. Şu anda Güney Kıbrıs yönetiminin başkanı ile Mehmet Ali Talat'ın bir araya gelerek konuşmaları var. Bundan daha doğal ne olabilir. Konuşmadan sorun halledilebilir mi? Ya konuşacaksın, ya savaşacaksın. Artık savaşarak mı yoksa diplomasiyle mi bu işleri çözeceğiz? Biz diploması diyoruz. Şu anda Kıbrıs'ta yapılan da budur. Sadece orada değil, 18 yıldır Azerbaycan, Ermenistan için Amerika, Rusya ve Fransa üçlüsü oluşturuldu. Bir netice yok. Biz Kafkasya işbirliği platformu teklif ettikten sonra Azerbaycan'la Ermenistan'ı bir araya getirelim dedik. Çünkü bunlar bir araya gelmeden çözülmez. Bırakalım baş aktörler bir araya gelsin. Ve bir araya geldiler. Bununla beraber istiyoruz ki bir an önce netice alınsın. Bu arada bizler de bir şeyler yapıyoruz. Ama bunu saptırdılar. 'Türkiye el altından Ermenilerle iş bağlıyor' dediler.. Yazıklar olsun. Koskoca genel başkanlar bunu söylüyor. ******'ı da Bahçeli'si de. Ayıptır. Dürüst davranın, iftira, bühtanla bu iş olmaz. AK Parti şurayı verdi deyin. Var mı elinizde belge? Yok. Ne zaman ispata çağırdıysam her ikisi de ispat edememiştir. Sadece çamur at izi kalsın. Ben de diyorum ki halkım bu oyuna gelmesin. Halkım belge sorsun. Gençler belge sorsun. 'Nerede belge, çıkar belgeyi' desin. Göster desin. Sadece gazetelerde yazılanlarla bu iş olmaz. Medyada söylenenlerle bu iş olmaz. Çünkü medyanın da birçok yerlerde pazarlıkları var. Azerbaycan'da olduğu gibi. Oradan ortalık karıştırılmaya başlandı. Sonra burada alıntılar yapıldı. Bu oyunu milletçe beraber bozacağız."

"HADİ UZLAŞMA DİYORUZ, ORTADA KİMSE YOK"

Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Erdoğan, "Yeni anayasa diyoruz, ilk sözleri karşıyız. Bakın, bu AK Parti'nin bir anayasası olsun diye bir iddiamız yok. Gelin beraber çalışalım, ortaya bir eser koyalım diyoruz. Eksik var mı? var diyorlar. Hadi beraber çalışalım diyoruz, siz yapın bakarız diyenler var, biz yokuz diyenler var. Böyle bir garabet yaklaşım var. Uzlaşmadan söz ediyorlar, hadi uzlaşma diyoruz ortada kimse yok." diye konuştu.

"HERKESİ TÜRKİYENİN KRONİK SORUNLARINI TARTIŞMAYA DAVET EDİYORUM"

Erdoğan, terör konusunda ise şunları dile getirdi: "Terör konusunda ihanet kelimesini bile telaffuz ederek karşı çıkıyorlar. Bu mudur muhalefet? Türkiye'nin kriz meselelerinden beslenen bir muhalefet anlayışı olur mu? Proje üretmeyeceksin, ortaya konan her tartışmayı daha başlamadan ön yargı ile kestirip atacaksın. Buradan Türkiye'ye bir fayda sağlanır mı? Bursa'dan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Siyasetin tüm aktörlerini, sivil toplum örgütlerini, akademisyenlerini, Türkiye'nin bu kronik meselelerini tartışmaya davet ediyorum. Aklı selimle bu meselelerin üzerine gidelim. Uzlaşı zemininde konuşarak, diyalogla birbirimizi anlamaya çalışarak yapalım. Bu tarihi fırsatları değerlendirmeyenler, milletin nazarında, tarihin nazarında mahkum olurlar. Bizim hiçbir çekincemiz ön yargımız yok. Türkiye'nin önünde hangi engel varsa onları çözüme bağlayalım ve yürüyüşümüze devam edelim."

"YÜZDE 16 OLARAK AÇIKLANAN İSTİHDAM BİR İKİ AYA KADA DÜŞECEK"

Küresel bir finans krizi konusundaki 'teğet' lafına gülenlere kızan Erdoğan, bunun doğru olduğunu ispat etmenin zamanını geldiğini ifade etti.

Erdoğan, şöyle konuştu: "Enflasyon yüzde 30'dan yüzde 6'ya indi. Faiz yüzde 63'tü, şimdi yüzde 11 oldu. İhracatta da 132 milyar doları yakaladık. Şimdi de 100 milyar doların üzerinde olacağız. Krize rağmen. 2007'de küresel sermaye 22 milyar dolarla Türkiye'ye girdi. 2008'de de 18 milyar küresel sermaye Türkiye'ye geldi yatırım yaptı. Çünkü Türkiye güvenli liman olmaya devam ediyor. Çünkü Türkiye'de istikrar var. Bursa sanayinin şehri, üretimin, istihdamın ve ihracatın şehri. Şubat ayında 16,1 istihdam açıklandı. Hemen bazıları zil takıp oynadı. Merak etmeyin bir iki ay içerisinde inmeye başladığını göreceksiniz. Hükümet olarak kriz karşısında dünyaya örnek olacak kararlı bir duruş sergiledik. ABD Dışişleri Bakanı geldi Türkiye'nin kiriz karşısındaki durumunu taktirle izlediklerini söyledi. Hiçbir göstergeyi kendi akışına bırakmadık. Batan bir tane banka olmadı. 2001-2002 yılında Türkiye'de 21 banka battı. Parasını millet ödedi. Her türlü tedbirleri aldık. Son günlere iyi gelişmeler var. Sanayi üretimi arttı, kapasite kullanım oranı yükseldi. Bankalarda artık ellerini taşın altına koymaya başladılar. İşletmelerimizin morallerini bozmadan felaket tellallarına kulak asmadan cesaretle yatırım yapmaya davete diyorum. Bu dönemde yatırım yapan, durum düzeliğinde kazanır. Bunu değerlendirenler de var."

"İŞADAMLARI YANINA MİLLETVEKİLİ ALARAK BAKANLARA GİTMESİN"

Türkiye'de çok kütü bir alışkanlık olduğunun altını çizen Erdoğan, işadamlarının bir işini halletmek için yanına milletvekili alarak bakanlara gittiğini söyledi. Bunun yanlış olduğunu belirten Erdoğan, "Yav niye alıyorsun yanına, bunu. Eğer sen haklıysan niye milletvekilini yanına alıyorsan. Haklıysan, o makam yapmıyorsa o zaman bana gel. Ama yanına milletvekilini alıyorsan, bu işte bir bit yeniği var." diye konuştu.