Stronghold’un yapımcıları bu sefer bilimkurgu mevzuuna el atmışlar.
Stronghold ilginç bir oyundu, ayrıntıya yoğunlaşan bir stratejiydi,
mikro yönetim tutkunları için idealdi, ancak ayrıntı ve mikro yönetim
konusunda Space Colony daha da ileri gidiyor. Pek çok oyunun birleşimi
gibi ancak en çok iki oyunu andırıyor: Sims ve StarTopia.
Genel bir özet geçmek gerekirse, bir adet koloniniz ve o koloniyi
yaşatmak için gerekli mürettebatınız var, mekanın uzay olduğunu bilmem
söylemeye gerek var mı? Ve lakin sözkonusu mürettebatın pek çok isteği
söz konusu.Uyuyacak yer, eğlence odaları, temizlik, bakım vs. Bunların
hepsini karşılamanız gerekiyor ki mutlu olsunlar, çalışsınlar, koloninin
namı yedi galakside duyulsun..
Oyun bölüm bölüm ilerliyor. Her bölümde belli bir göreviniz ve belirli
sayıda adamınız var. Örneğin üç kişi veriliyor size ve bilmemkaç ton
uzay armudu toplamanız isteniyor. Mürettebatın her üç üyesinin de
değişik yetenekleri ve ihtiyaçları var. Koloni temel olarak enerji,
oksijen ve tıbbi destek ünitelerinden oluşuyor. Bu ünitelerin başına
birer adam oturtmalısınız ki işler yürüsün. Ancak oksijen ünitesinin
başına oturttuğunuz adam aynı zamanda iyi bir uzay armudu toplama
makinesi kullanıcısı. O halde belli bir işbölümü gerekiyor, on dakika
ünitede otur, on dakika makineyi kullan.. Eh o adam acıkıyor, yoruluyor,
eğlenmek istiyor. Bunlarla da ilgilenmeniz lazım. Adamlarınız
ihtiyaçlarını size çubuklar marifetiyle bildiriyor. Yorgunluk çubuğu
dibe vurmuşsa mesela, o adamı derhal yatmaya göndermeniz lazım aksi
halde işi gücü bırakıp horul horul uyumaya başlıyor.
En güzel Sims henüz uzaya çıkmamış olandır..
Oyun bu noktaya kadar fena halde StarTopia’yı andırıyor. Hatta
adamlarınızın tüm bu ihtiyaçlarını karşılamak için kurmak zorunda
olduğunuz bina ve birimler kısmı da öyle. Sims’e benzeyen kısmı,
adamlarınızın “psikolojik” ihtiyaçlarının da olması. Örneğin belli bir
süre boyunca bir başkasıyla konuşmazlarsa dengesizleşiyorlar,
birbirlerine tavır alıyorlar ve hatta kavga ediyorlar. Konuşmaları da
maşallah tam Sims işi, bıcır bıcır, hiçbişey anlaşılmıyor. Elinizdeki
eleman sayısı az ise oyun epey keyifli oluyor, her biriyle teker teker
ilgilenebiliyor, davranışlarını izliyorsunuz, yeni eşyalar satın alıp
yerleştiriyor, tepkilerini görüyorsunuz. Hatta görevi yerine getirmek
için bile zamanınız kalıyor! (Görevlerin belli bir sürede yerine
getirilmeleri gerekiyor.) Ancak ilerleyen bölümlerde personel sayısı
fazlalaşınca oyun kabus halini alabiliyor. Her biriyle ayrı ayrı
ilgilenmeniz çok zor oluyor, birinin ihtiyacını karşılamışken üçü ben de
isterim diye tutturuyor, siz onlarla ilgilenirken bir de bakıyorsunuz
iki adamınız karşılıklı kavga etmiş yerde yatıyor.. Aynı ev içinde
yaşayan pek çok Sims düşünün!
Ne yazık ki oyunda belli bir “makro” sistemi yok, yani adamınıza
“uyuduktan sonra git eğlen” diyemiyorsunuz, her biri için ayrı ayrı emir
vermek zorundasınız. Bunun yanı sıra, dediğim gibi personel sayısı
arttıkça her biriyle teker teker ilgilenmek zor hatta imkansız oluyor.
Oyunun tek olumsuz yönü bu zaten. Bunun dışında grafikler gayet hoş, iki
boyutlu olmalarına rağmen derinlikleri ve neredeyse her birinin ayrı
bir animasyonu var. Bilgisayarı da doğal olarak zorlamıyor. Müzikler
fena değil ancak bir süre sonra duymuyorsunuz bile. Oynanış ise standart
kolaylıkta, FreeCell oynayabilen biri bu oyunu da becerir. Sözün
kısası, bilgisayar başında hoşça bir iki saat geçirmek için ideal bir
oyun, ancak uzun vadede sıkıcı olabilir. Başka bir seçeneğiniz yoksa ve
Sims ek paketlerinden bunaltı geldiyse, göz atabilirsiniz..
YOK